2 Mayıs 2015 Cumartesi

Tek ideoloji bilim...

Kim ne derse desin, bazıları kalkıp bilimin de çözemeyeceği sosyal ve/veya sosyoekonomik sorunlar var dedikleri zaman onlara sadece "cahilsiniz" diyorum ve başka birşey demiyorum. Bilim şu an bilmiyorsa bu gelecekte de bilemeyeceği anlamına gelmez. Bil hassa hastalıklara ve bilumum sosyal ve sosyoekonomik soruna, bu sorunlara pozitif bilimler dahilinde kafa yoran biliminsanları sayesinde çözümler bulunmadı mı? "Bugün 3 boyutlu printer ile canlı dokudan yapay böbrek ve kalp üretenler siyasetçiler miydi?" diye sormaz mı hiç insan? Her semt hatta mahallenin köşe başında laboratuarlar ve araştırma merkezleri kuracağımıza hala daha ortaçağ karanlığında sürüklenip gidiyoruz. Rasyonalizm ve mantık akımları tüm dünyada hızla ilerlerken biz her geçen gün takım tutar gibi tuttuğumuz partilere daha da sıkıca sarılıyoruz ve medeti hep koltuk sahiplerinden bekleyerek geri viteste seyrediyoruz. Sorunları siyasetçiler değil biliminsanları ve teknoloji çözer veya olası çözümler sunmada faydalı olur.Bu noktada siyaset sadece kaydedilen bilimsel ilerlemeyi insanlara iletmekle mükellef ve sınırlıdır..Ve biz yani insanlar dünya üzerinde varolan ve dünyayı ilgilendiren tüm sorunlara ancak bilim vasıtasıyla (teknokrasi' den söz etmiyorum) çözümler getirebiliriz.
Bunu hala göremememiz ne kadar da acı.. Ne varki yine biz, abesle iştigal doğrultusunda gerek siyasi gerekse toplumsal kaygı ve yargılardan dolayı bilimsel ve hatta epistemolojik açıdan kıçımızı kaşımaktan öteye gidemiyoruz. Tam otomasyonu (ve hatta mekanizasyonu) bile hala daha tanımlayamadık ki tamamlayabilelim.. Para denilen kısır döngünün çarklarını çevirdiği değirmenin suyu bittiğinde (ki biteceği iktisadi anlamda kaçınılmaz ve bariz bir gerçektir) dünya geniş çaplı kıtlıklar ve savaşların gölgesinde çok küçük ve kısa vadeli hedeflerin ışığında sürdürülemezliği bariz olan bu sistemin sürdürülebilirliğini sağlamak gibi komik, absurd ve nafile bir amaç uğruna milyonlarca insanı küresel savaşlarda heba ve gerektiğinde de feda edecek.Bundan en çok bizimki gibi geri kalmış ülkeler etkilenecek ve bunu malesef ki bizim nesil kesinlikle görecek.(söylediklerime hiç şaşırmayın tarih bize, birinci ve ikinci dünya savaşlarının/vietnam ve Kore savaşlarının hatta ortadoğuda vuku bulan birçok savaşın bile belirli özel ve tüzel kişilerin mülkiyetindeki,bu kişilerin çıkarlarına hizmet etmek amaçlı uzun vadeli ekonomik getirilerinin olduğunu öngören, devletötesi yapılarının bu savaşlara alttan alta destek ve yön verdiklerini de defaatle göstermiştir) Tamamen tükenebilir ve sonlu bir sistemin yürüyebileceğini sanan sonsuz aptallarız. Elimizdeki 3 adet elma ile açgözlü bir şekilde 5 adet elmanın hayalini kurarken o 3 elmadan da oluyoruz bir başka deyişle..

Çözümler gayet açık ve net aslında. Herkes birşeyler yapabilir. Alanı bölümü ne olursa olsun doğrudan ya da dolaylı bir şekilde bilime katkısı olabilir.(bazıları da en azından ona düşman olmayı bırakıp onun önünden çekilerek katkıda bulunabilir mesela) İşin teknik kısmını bilenine bırakıp bilenin de yaptığı işe hem *maddi* hem de fiziksel katkılarda bulunabiliriz. Bilimi ve teknolojiyi yakından takip edip sorgulayabilir ve tüketim değil de üretim odaklı projeler tasarlayabiliriz. Genç nesillere bilimin ne kadar kutsal amaçlara hizmet ettiğini ve bilim sayesinde sayısız insanın karnını doyurup onları hastalıklarından kurtararak yüzlerini gülümsetebileceğimizi anlatabiliriz mesela..İstersek hepimize bu konuda görevler düşebilir. Düşüncelerimizi ve muhtemel çözümlerimizi sunacağımız TED benzeri topluluk ve münazara ortamları oluşturabiliriz. Aklın felsefesini beşeri menfaat ve gereklilikler doğrultusunda kullanabiliriz. İnsanlığa sayısız katkıda bulunabiliriz. Farkındalıklarımızı artırabilir ve daha bilinçli yaşayarak, androidleştirildiğimiz bu düzene bilim, teknoloji ve sağduyu sayesinde barışçıl yollarla dur diyebiliriz.Doğaya verdiğimiz ve gerek kısa gerek uzun vadede vereceğimiz muhtemel zararları minimize edebiliriz.Geri dönüşümü (tam anlamıyla)ilk ve tek defada hayata geçirebiliriz.Çok şey yapabiliriz çok katkımız olabilir . Gel gelelim bunları,tüm zararlarını bile bile sigara içmeye tam gaz devam eden 1.3 milyar insanın ( ki bu dünya nüfusunun yaklaşık üçte birine denk geliyor) yaşadığı bir dünyaya anlatmak ne kadar mantıklı? bu da ayrı bir kaygı vesilesi tabiatıyla..


                                                                Herkese iyi günler diliyorum

                                                                                U.E.

1 yorum: